Hizmetler

Duyu Bütünleme Terapisi

Duyu Bütünleme Terapisi

Duyu bütünleme; vücudumuzdan ve çevremizden aldığımız duyusal uyaranları adaptif (amaca yönelik) yanıt açığa çıkarabilmek için organize ettiğimiz nörolojik bir işlemlemedir. Duyu bütünleme anne karnında başlar ve nefes almak gibi bilinç dışı yaptığımız bir süreçtir.

Duyu bütünleme; kendi teorisi, değerlendirme ve müdahale yöntemi yöntemi olan, sinir sisteminde plastisiteyi (beynin şekillenebilirliği) destekleyen  bir yaklaşım modelidir. Bu model 1970’li yıllarda çalışmalarını psikoloji ve nörobilim üzerinde yoğunlaştırmış olup, hem araştırmacı hem klinisyen olan Amerikalı ergoterapist J.Ayres tarafından oluşturulmuştur. Teori; davranış ve öğrenme süreçlerinin duyusal işlemleme süreçlerinden etkilendiği, zayıf duyusal işlemlemenin öğrenme ve davranış üzerinde olumsuz etkileri olabileceği üzerinden yapılanmaktadır.

Başlıca 8 duyusal sistemimiz mevcuttur. Bunlar; görme, işitme, tat alma, koklama, dokunma, vestibuler (denge ve hareket), proprioseptif ( vücut farkındalığı), introseptif ( iç organlar üzerinden aldığımız duyular) duyulardır. Duyu Bütünleme Terapi Modeli  dokunma, vestibuler ve proprioseptif duyular üzerine inşa olmaktadır.

Duyu bütünleme bozuklukları farklı gelişen çocuklarda ve tamamen tipik gelişen çocuklarda görülebilmekle birlikte  duyusal reaktivite ( tepkisellik) ve zayıf duyusal algı olmak üzere temel olarak iki başlık altında toplanır.

1) Duyusal reaktivite zorlukları; çevreden ve vücudumuzdan aldığımız duyusal uyaranlara günlük yaşamı etkileyecek düzeyde aşırı (hiperreaktif) ya da eksik ( hiporeaktif) yanıt vermek şeklinde görülebilir. Duyusal reaktivite zorluklarına örnek olarak, saç/tırnak kestirememek, kum/oyu hamuru/parmak boyası/nemli nesneler/kirlenilecek oyun ve aktivitelerden kaçınmak, tercih etmemek gibi dokunsal hassasiyetler, herkesin kolaylıkla tolere edebileceği zil sesi, elektrik süpürgesi sesi, sifon sesi, motor sesi vb seslere karşı işitsel hassasiyet , ayakların yerden kesildiği ,zeminin instabilleştiği, yüksekte olma gibi durumlardan tedirginlikle karakterize denge ve hareket sistemi ( vestibuler) hassasiyetleri verilebilir.

2) Zayıf duyusal algı zorlukları;  Birden çok duyusal sistemde duyusal bilginin tanınması, ayırt edilmesi ve yorumlanmasındaki zorlukları. Bu zorluklar belli kalıplar şeklinde gruplanmakta olup bu kalıplar; visuodispraksi ( görsel işlemleme kaynaklı), vestibuler-bilateral integrasyon defisitleri ( vestibuler kaynaklı)  ve Somatodispraksi ( dokunma ve proprioseptif kaynaklı) şeklindedir. Bu zorluklar sonucu etkilenen işlevlere, yazı yazma, çizme, boyama zorlukları, lego/blok gibi inşa gerektiren ya da puzzle  oyunlarında zorlanma,  makasla kesme, pedal çevirme, yüzme vb vücudun her iki tarafının koordineli kullanımının gerektiği aktivitelerde zorlanma, uzun süre dik durmada yada uzun süre oturmada zorlanma, dominant el tercihi seçiminin gecikmesi ya da olmayışı, sağ-sol tarafı karıştırma,  giyinme-soyunma aktiviteleri gibi kendine bakım becerilerinde zorlanma, özellikle vücut pozisyonu ve taklit gerektiren spor ve hareket aktivitelerinde ( dans,futbol vb) zayıf performans, sınırlı oyub becerileri, oyuncaklarla sembolik oyun oynamakta zorluk  örnek verilebilir.

Değerlendirme ve Müdahale:

Lisans sonrası “ Duyu Bütünleme Terapisi” alanında uluslararası standartlardaki sertifikasyon eğitimlerini tamamlamış ergoterapist, fizyoterapist ve dil/konuşma terapistleri tarafından değerlendirme ve terapi programları yürütülür.

Değerlendirme; detaylı hikaye, occupational profil değerlendirmesi ( zayıf ve güçlü yanlar, günlük yaşam/sosyal/toplumsal katılım vb.), duyusal işlemlemeyi ölçümleyen anketler, yapılandırılmış/yapılandırılmamış klinik gözlem, standardize testler ( SIPT/Sensory Integration Praksis Tests, EASI/Evaluation in Ayres Sensory Integration) ve gerekiyorsa disfonksiyona bağlı spesifik  testleri içermektedir.

Yapılan değerlendirme sonucu oluşturulan hipoteze göre terapist terapi programını şekillendirir. Terapi, bu terapi modeline özgü materyaller ile güvenli, zengin duyusal-motor ortamda oyun yolu ile gerçekleştirilir. Terapi çocuk merkezlidir ve çocuğun aktif katılımı esasına dayanmaktadır.