Blog

Otizm Hakkında Güncel Bilgiler

otizmOtizm hakkında çok şey söyleniyor ve yazılıyor. Otizm konusunda doğru bilgiye ulaşmak isteyenler için güncel ve doğru bilgiler önemli. Bu yazıda, otizm hakkında yaygın kabul görmüş bazı yanlış bilgileri açıklamak istedik.

Otizm, dünya nüfusunun yüzde birini etkileyen bir durum. ABD’de, 2014 yılı verilerine göre doğan her 68 çocuktan 1 tanesi otizmden etkileniyor. Amerika’da 3.5 milyondan fazla kişi otistik spektrum bozukluğu ile yaşıyor. Yalnızca İngiltere’de 700 binden fazla otizmli birey bulunmakta. 2002 ve 2010 yılları arasında otizmin prevalansında yüzde 6 ile 15 arasında bir artış yaşanmıştır. ABD, otizm ve otizmli yetişkinlere yönelik hizmetler için yılda 200 milyar dolara yakın bir bütçe ayırıyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde bu miktarın 400 milyar dolara yaklaşacağı tahmin ediliyor. Bütün bu rakamsal verilerin ötesinde, halkın otizm tanısı almış çocuklara ve yetişkinlere ilişkin algıları, medyanın ve popüler kültürün de etkisiyle çoğumuzun kafasında sterotiplerin oluşmasına neden oluyor.

Otizm hakkında çok şey söyleniyor ve yazılıyor. Otizm konusunda doğru bilgiye ulaşmak isteyenler için güncel ve doğru bilgiler önemli. Bu yazıda, otizm hakkında yaygın kabul görmüş bazı yanlış bilgileri açıklamak istedik.

Otizme ilişkin yaygın yanlış algıları düzeltmek adına, yanlış bilinenleri ve doğruları listelemeye çalıştık:

Otistik bireylerin sıra dışı yetenekleri vardır: 

Otistik bireylerin özel ve üstün yetenekleri olduğuna ilişkin yaygın inanış, “Yağmur Adam” filmindeki karakter gibi farkı medya kanallarından beslenmiştir. Birçok otistik bireyin bazı alanlara ilişkin özel ilgileri olduğu doğrudur ve bu özel ilgileri sayesinde o alanlarda çok şey öğrenebilirler. Öte yandan bu bireylerin, Savant Sendromu olarak da tanımlandığı biçimiyle şaşılacak derecede büyük ve çarpıcı yetenekler geliştirmeleri sık görülen bir durum değildir.

Otistik bireyler yetenekli değildir:

Otizm durumunu belirleyen en önemli unsurlardan biri sosyal etkileşim alanındaki yetersizliklerdir, fakat otizm tanısı almış bireyler başka alanlarda son derece yaratıcı olabilirler. Otizmli bireylerin birçoğu sanat alanında kendilerini geliştirebilirler. Aslında sanat, müzik ve drama terapileri, otizm spektrumu içine giren bireylerin tedavilerinde destekleyici olarak yoğun biçimde kullanılmaktadır.

Otizmden yalnızca erkekler etkilenir:

Otizm, oransal olarak erkekleri daha çok etkileyen bir durumdur (kızlar ver erkekler arasında dörde birlik bir oran bulunmaktadır), fakat yalnızca erkeklerde görülmez bri her iki cinsi de etkiler.

Otizm ruhsal bir bozukluktur:

Otizm ruhsal bir bozukluk değildir! Otizm, nörolojik bir durumdur. Otizm tanısı almış bireyler üzerinde yapılan incelemelerde hem beyin yapısında hem de nörolojik transmiterlerde anomaliler bulgulanmıştır.

Otizmli bireyler kişisel ilişkiler kuramaz:

Otizm tanısı almış bireyler sosyal etkileşim kurmakta güçlükler yaşasa da, bu varsayım tamamen yanlıştır. Diğer herkes gibi otizmli bireyler için de kişisel ilişkiler son derece önemlidir. Arkadaşlık kurmak, sosyal ilişkiler geliştirmek ve sosyal etkileşime girmek, otizm tanısı almış bireyler için hem gerekli hem de gerçekleştirilebilir becerilerdir.

Otizm tanısı almış çocuklar yaramaz ve öfkelidir:

Genellikle medyada oluşturulan algı, otizm tanısı almış çocukların çok hareketli, yaramaz oldukları ve sık öfke nöbetleri geçirdikleri yönündedir. Oysa bu çocuklarda görülen bu davranışlar “yaramazlık”la açıklanamaz. Bu davranışların ardında yatan nedenler anksiyete, yaşanılan duyusal problemler ve diğer sıkıntılardır. Otizm tanısı almış çocuklardaki bu gibi davranışların ardında yatan nedenler özel eğitim, davranışsal destek, yapılandırılmış rutinler, duyu bütünleme ile sanat ve drama gibi alanlardaki destekleyici terapilerle önlenebilir.

Otizmin nedeni çocukluk aşılarıdır:

1997 yılında Andrew Wakefield tarafından yazılan bir makalede, aşılar otizmin nedeni olarak ortaya konmuştur. Fakat bu yazıdaki varsayım sonradan, yapılan tıbbi çalışmalarla tamamen çürütülmüştür. Şu anda otizmin tam olarak nasıl ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir, fakat bazı genetik bağlantılar yeni kurulmaya çalışılmaktadır.

Otizm tanısı almış bireylerin hepsinde aynı semptomlar görülür:

Bu da yaygınlık kazanmış başka bir yanlış varsayımdır. Toplumda ‘otizm’ olarak bilinen durumun literatürde “Otizm Spektrum Bozukluğu” olarak tanımlanması, aslında semptomların her bireyde farklı olduğunun kanıtıdır. “Spektrum” sözcüğü, hafiften ağıra bir sıralanım içindeki semptomlar bütününü içine alır ve her çocukta bu semptomplar farklı gruplarda ve farklı yoğunluklarda görülür.

Otim tanısı almış her çocuk bu durumdan farklı biçimlerde etkilenir ve farklı semptomlar sergiler. Bu nedenle otizmli çocukların kendi semptomları ve durumlarına göre kişiselleştirilmiş bireysel desteğe ihtiyacı vardır. Bu çerçevede, , psiko-eğitsel destek, duyu bütünleme ve sanat terapisi, drama terapisi gibi eğitimi ve tedaviyi destekleyici terapilerle zenginleştirilmiş bir program çerçevesinde destek almalıdırlar.

(Autism Speaks, www.autism.org.uk ve Wales Online kaynaklarından derlenmiştir.)